Otobüs İle İran’a Nasıl Gidilir?

Ocak 04, 2018

2 yorum

Otobüs İle İran’a Nasıl Gidilir?

Sizi bilmem ama ben bu seyahati ilk duyduğumda hayli şaşırmıştım. Sonra başladım araştırma geliştirme çalışmalarına ve ilk sorum tabi ki Otobüs İle İran’a Nasıl Gidilir? oldu.
Doğrusu Google Maps kontrolü yapınca bu yolun hayli uzun olduğunu daha da iyi anlıyorsunuz; ama o yola gitmek istiyorsanız ve ben gibi de o sıralar yol masrafına girmeyeyim bir de macera olsun derseniz bu yolculuk tam size göre. Toplamda 42 saat süren bir yolculuktan bahsediyorum tabi. İnanın her kısmı ve bölümü ayrı farklı ve maceralı geçecek tabi gün ve saat kavramını yitirmeniz de söz konusu. Ben şimdiden özetini söyleyeyim: kesinlikle çok güzeldi hatta yine olsa yine yapardım. Şimdi gelin Otobüs İle İran’a Nasıl Gidilir? sorusunu derinlere inerek cevaplayalım.

İran Otobüs Biletleri Nereden Alınır?

Otobüs İle İran’a Nasıl Gidilir? dediysek adım adım anlatacağız ki soru işareti kalmasın. Çemberlitaş ve Sultanahmet taraflarında bulunan firmalardan ya da son dakika usulü İstanbul Uluslararası Emniyet Terminali‘nden alabilirsiniz. Bu terminale halk arasında yabancılar terminali de deniyor bilginiz olsun. Ciddi ciddi farklı bir yer ve adının hakkını veriyor. Fiyatları biliyorsanız ya da öncesinde bilgi aldıysanız ne ala ama almadıysanız kazıklanma riskiniz de var. O yüzden pazarlık silahınız elinizde olsun.
Öyle ya da böyle bileti aldınız diye düşünüyorum. Eğer Çemberlitaş taraflarından alırsanız servisle İstanbul Uluslararası Emniyet Terminali’ne götürülüyorsunuz.

İstanbul’dan İran!a Giden Otobüsler Nereden Kalkar?

Adresimiz İstanbul Uluslararası Emniyet Terminali. İçeride yurtdışından alacağınız bir çok şey var. Mesela İran’da satılan ürünleri v.s bulabilirsiniz. Neyse ben şuraya lokasyonu bırakayım da rahatlıkla ulaşma imkanı yakalayın. Otobüsler buradan kalkıyor ve ara ara mola vererek İran’a kadar devam ediyor.

İstanbul İran Otobüsleri

Vallahi ben de ilk başlarda; “ne yaptım yahu” dedim ama toparlanmam kolay oldu. Şöyle söyleyeyim; bir sürü kumaş ağırlıklı yük yükleniyor araca. Öyle böyle değil ve insanlar doluşuyor VIP otobüslere. Türk olduğunuzu öğrenince sevecenlikle karşılıyorlar ve biraz da şaşırıyorlar sanırım çünkü çok bilen kişi yok bu otobüsleri.
Otobüsler VIP olarak geçiyor ve günümüzde kullanılan rahat hat otobüsleri ile aynı diye bilirim yani 2+1 oturma sistemi var. Koltuklar onlarla benzer.

Yolcu Profilleri ve Yol Arkadaşlıkları

Otobüse binip tekli koltuğa oturarak başlıyorum etrafı ve yolcuları izlemeye. En dikkatimi çeken elinde salamla ve büyükçe bir çekirdek torbasıyla binen abi oluyor. Ne yapacak acaba koca salamı diyorum kendi kendime. Tabi yolculuk ilerleyince az çok anlaşılıyor neden olduğu. Yol uzun yemek gerek.
Cemal Süreya şiiri gibi oldu: Yoksuluz gecelerimiz çok kısa. Dörtnala sevişmek lazım. Cemal SÜREYA
Neyse bu kadar duygusallık yeter. Saatler biraz ilerleyince yolun sohbetsiz geçmeyeceğini söyleyen hemen yan komşum Vahid Abi muhabbete giriyor.
Hazar Denizi kıyısında yaşıyormuş Türkiye Türkçesini çok iyi konuşuyor ve aralıklarla ülkemize gelip çalışıyormuş. Önümde oturan arkadaşta Türkiye’ye gezmeye gelen Ali ve ilerleyen günlerde beni evinde misafir edecek kişi. Evet Ali ve ailesiyle tanışıp onlarda kaldım bir süre. Yani yol arkadaşı deyip geçmeyin mühim.

Salam, Çekirdek ve Çay

Haliyle onlar için Türkiye biraz pahalı ve tedarikli çıkmışlar yola. Kocaman bir termos almış Vahid Abi. Mola yerinde bol bol içeriz diye çayını da ikram ediyor. Ali de gezip gördüğü yerleri anlatıyor bol bol. Tabi ben de meraklıyım ve İran ile ilgili aklıma ne gelirse soruyorum. Vahid Abi Türkmen, Ali de İran Azerbaycanı diye adlandırılan bölgede yaşıyor yani Tebriz.
Abartmıyorum bu yolculukta Farsça sayıların okunuşunu ve yazılışını öğrendim hem de ara ara testler yapılarak.
Hani yazının başında bahsettiğim çekirdekli ve salamlı abi var ya. Yere battaniyeyi serdi ve tüm nevaleyi kucağına koydu. Türk eroini dediğimiz çekirdeği bir yemeye başladık. Ciddi ciddi önümüzde büyük bir dağ oluştu.
Şunu da söyleyeyim; bu otobüslerde host ya da hostes yok. Su ikramı var onu da kendiniz alıyorsunuz dolaptan. Sadece bizim salamlı abi değil birçok kişi böyle battaniye getirmiş yere serip rahat rahat oturmak için. Yerden kastımı anlatabiliyorumdur umarım; otobüsün koridoru 🙂

Gün ve Saat Kavramı

Haliyle arada uyuyor zaman zaman da müzik dinliyorum ama gözümü açtığımda sabah olmuş. Bir de bakıyorum ki Erzurum’a gelmişiz. Molada bunu daha da iyi anlıyorum çünkü gölgede fena halde soğuk dışarısı. Durduğumuz yer de öyle otogar falan değil. Yol üstünde bulunan ve lokantaya yakın bir benzinlik. Yani ufak çaplı bir dinlenme tesisi. Tabi yorgunluk da var ama yine sohbete devam ediyoruz güneşi yakalamaya çalışarak.

Ağrı Gürbulak Sınır Kapısı

Ciddi ciddi oturup zaman geçirilecek bir yer burası. Bol bol fotoğraf çekebileceğiniz ve insanlarla sohbet edip hikayelerini dinlemeye doyamazsınız. Belki de bunca yolculuktan sonra ben öyle düşünmeye başladım bilmiyorum. Psikolojimin yerinde olduğunu söylemek doğru olmayabilir tabi:D
Ağrı Gürbulak Sınır Kapısı‘na giderek pasaport işlemlerini yaptırıyorsunuz. Öyle böyle sıra yok ama Türk olduğunuzu gören memur arkadaşlar işlemlerimi önceden yapıyor. Evet sevindirici ama otobüsü bekleyeceğinizi düşünürseniz pek öyle değil. Buradaki işlemlerin ardından İran Sınır Kapısı’na gidiyorsunuz. Tabi benim çantama falan bakmadı Türk polisi ama İranlılar için aynı şeyi söyleyemem. Bir sürü çanta ve valiz arandı tabi bu şu demek oluyor; sıra uzun, zaman bol ve bekleyeceksin hemşehrim..

İran Bazergan Sınır Kapısı

Burası Türkiye’deki kapıdan da eğlenceli. Hatta biriyle tanıştım beklerken; günlük geçişler yaptığını ve malzeme alıp sattığını anlattı bana. O kadar iyiydi ki çocuğu da sınırda bekliyordu babasını. Beni evlerine bile davet etti ama otobüs ile geldiğimi geçmem gerektiğini söyledim.
Bu sınır kapısında da cidden kaos hakim. Cep telefonu satmak isteyenler, hat satmaya çalışanlar ve etrafta gezen ayaklı döviz büroları. Tadi Vahid Abi ile Ali sağolsun bana çok yardımcı oldular. Kendilerine alıyor gibi davranıp kolladılar ve sağlam hesaplarla bana yetecek kadar para bozdurttular. Önceki yazılarımdan biri olan; İran’da Haberleşme ve Telefon Kartları da yardımcı olabilir sizlere. Tabi bir de; Farsça Sayılar ve İran Para Birimi.

Karadan Bir Ülkeye Girmek

Otobüs İle İran’a Nasıl Gidilir? yazısını hazırlarken tekrar anımsadım bu anı. Deseniz ki; en etkileyici geçiş hangisiydi senin için? Kesinlikle Türkiye’den İran’a geçiş derdim. Türk polisi tarafından işlemleriniz hallediliyor ve krem renkli bir parmaklıkla çevrilmiş kapıdan giriyorsunuz. Bu parmalıkla çevrilmiş yoldan iki kişi yanyana ancak hareket edebilir o derece belki de üç. Sonra İran tarafına yürüyünce televizyondan yayınlanan bir görüntü ilk gözüme çarptı ve hayli sakallı abiler. Televizyonda sakallı ve Farsça alfabelerle altyazı geçen bir program yayınlanıyordu ama banttan bir yayın olduğu belliydi.
Pasaport kontrolü yapan kişiye uzatır uzatmaz mührü vurdu ve çantamı incelemem için x-ray kısmına yönlendirdi. Orada güleryüzlü bir polis memuru karşılayıp; “Hoş geldin” diyerek selamladı beni. Çantama da hiç bakmadı halbuki kendi boyum kadar çantayla giriyordum ülkeye.

İlk Yemek ve Azadi Meydanı

Evet sınırda yaklaşık 3 saat beklemek zorunda kaldık otobüs ailemle. Artık böyle diyeyim çünkü herkesle sohbet etmeye başladım dilim döndüğünce.
İran’daki ilk yemek molamızı da sınırı geçtikten sonra verdik. Tabelalar ve duvarlarda bol bol Türkçe yazı görebiliyorsunuz. Otobüs ilk olarak Tebriz‘de durdu ve Ali ile burada vedalaştık. Sonra Vahid Abi ile yola devam ettik. Otobüs hayli yol aldıktan sonra da Tahran’ın meşhur Özgürlik Meydanı Otogarı’na girdi. Tabi yerel dilde Meydan-e Azadi diyorlar.
Evet Otobüs İle İran’a Nasıl Gidilir? serüveni burada bitiyor ama ülkede otobüs ucuz olunca bol bol tercih ettim bu ulaşım yolunu. Hem ucuz hem de oldukça yaygın.

İstanbul Tahran Otobüsleri Otobüs İle İran'a Nasıl Gidilir?

Otobüs İle İran’a Nasıl Gidilir?

by gezmelerdeyim

Ocak 04, 2018

in İran, Yurtdışı

2 yorum